Sadece GorkemYeltan
 
  Ana Sayfa
  FİLİSTİNE YARDIM KAMPANYASI
  Görkem Yeltanın Tanıtımı
  Uzak İhtimal Filminde Ödül Aldı
  İletişim
  GÖRKEM YELTAN RESİM ARŞİVİ
  Ziyaretçi defteri
  GÖRKEM YELTAN YAZAR OLDU
  GÖRKEM YELTAN OYNADIĞI DİZİLER
  GÖRKEM YELTAN OYNADIĞI TİYATROLAR
  FORUM
  GORKEM YELTAN SİTE RESMİNİ KOYMUŞ
  GORKEM YELTAN KITAPLARI
  GORKEM YELTANIN GÜZEL BİR SİDİSİ
  GÖRKEM YELTAN FİLİMLERİ
  SIFIR DEDİĞİMDE GÖRKEM YELTANIN RESİMLERİ
  SIFIR DEDİĞİMDE FİLİMİNİN ÖYKÜSÜ
  Görkem Yeltan SIFIR DEDİĞİMDE” SİNEMADA OL!:)
  GÖRKEM SIFIR DEDİĞİM FİLMİN GALASI
  Görkem YELTAN'LA ÇOCUKLAR VE KİTAPLAR ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Uzak İhtimal Filminde Ödül Aldı

Türkiye'de hiçbir ihtimal uzak değil

Mahmut Fazıl Coşkun'un Uzak İhtimal filmi Rotterdam Film Festivali'nden birincilikle döndü. Filmin hem senaryo ekibinde hem de oyuncu kadrosunda yer alan Görkem Yeltan, filmin yalnızca bir rahibe ve müezzin aşkından ibaret olmadığını dile getiriyor.

 

Türkiye'de hiçbir ihtimal uzak değil

RÖPORTAJ: HATİCE SAKA
Görkem Yeltan 16 yıldır oyunculuk yapan başarılı genç oyuncalardan biri. Yeltan'ın adı son günlerde Hollanda'da yapılan 38. Uluslararası Rotterdam Film Festivali'nde birinci olan , “Uzak İhtimal” filmi ile anılıyor. Mahmut Fazıl Coşkun'un yönetmenliğini yaptığı filmde, rahibe rolünü canlandıran Yeltan, ödül almalarının kendileri için de çok güzel bir sürpriz olduğunu söylüyor. Filmin yalnızca bir müezzin ve rahibenin aşkı çerçevesinden değerlendirmenin yanlış olduğunu belirten genç oyuncu, söylenemeyenler üzerine kurulu bir öykü ortaya çıkardıklarını dile getiriyor. Görkem Yeltan ile başarıyla yürüttüğü oyunculuğunu ve yazarlık yönünü konuştuk.

Uzak İhtimal filminin hem senaryo ekibinde hem oyuncu kadrosunda yer aldınız. İkisi bir arada nasıl oldu?

Uzak İhtimal filminden önce, Mehmet Güreli'nin yönetmenliğini yaptığı Gölge filminin çekimlerine başlamak üzereydik. Mehmet Bey, beni Mahmut Fazıl Coşkun'la tanıştırdı. Yaptığımız görüşmeler sonucunda birlikte çalışmaya karar verdik. İki filmde aynı anda yer almam mümkün olmadığı için önce Gölge'yi çektik ardından Uzak İhtimal'in çekimlerini yaptık. Daha önceden İsmail Kılıçarslan, Tarık Tufan ve Mahmut Fazıl Coşkun'un üzerinde çalıştığı üç farklı senaryo vardı. Oturup uzun senaryo çalışmaları yaptık ve bambaşka bir hikâyeye ulaştık.

Yani senaryonun oluşum süreci planlanmış birşey değil miydi?

Tam olarak öyle değil. Onların yola çıkış öyküsü vardı ve yönetmenimiz Mahmut Fazıl Coşkun ne çekeceğini çok iyi biliyordu. Özellikle yapımcımız Tülin Soyarsaslan ve tüm ekibin bu fikre inanması, onu destekleyebildiğimiz oranda desteklemesi söz konusu oldu ve film ortaya çıktı.

MÜEZZİN VE RAHİBENİN AŞKI

Rotterdam'da ödül alacağınızı bekliyor muydunuz?

Biz tüm ekip olarak filmi ilk kez Rotterdam'da izledik. Yarışmaya katılma süreci filmi hızlandırdı ve bitmiş halini orada dünyadan gelen insanlarla birlikte gördük. İnanılmaz heyecanlıydık. Yüzlerce film arasından ilk on dörde girmesi büyük bir başarı iken ödülü alması bizim için çok güzel bir sürpriz oldu.

Filmde bir rahibe ve müezzinin aşkı anlatılıyor. Çok marjinal bir hikaye değil mi?

Hayır, aslında değil. Çünkü Türkiye böyle bir yer. Birçok farklı etnik grubun, kimliğin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. O yüzden bir müezzin ve rahibenin yollarının kesişmesi enteresan bir durum değil. Bu farklılıkların bizim zenginliğimiz olduğunu düşünüyorum. Hayal gücümüzle bambaşka bir dünya kurgulamadık. Elimizde ne güzel bir malzeme var deyip buna sarıldık.

Uzak İhtimal tam olarak neyi anlatıyor?

İlk göze çarpan aşk hikayesinin dışında üç farklı karakterin yaşamı var bu filmde. Ersan Uysal'ın canlandırdığı İstanbullu bir sahaf, Nadir Sarıbacak'ın canlandırdığı müezzin ve benim oynadığım rahibe karakteri. Film bu insanların öykülerinin kesişmesini ve iki adamın rahibeye söylemediği sözler yüzünden hayatlarının bambaşka bir yere gitmesini anlatıyor. Anladığımız anlamda bir aşk hikayesi değil. Çünkü aşk çok boyutlu bir şey, söylenenler de olabilir söylenemeyenler de olabilir yaşananlar da yaşanamayanlar da olabilir. Uzak İhtimal, iki farklı dine mensup insanın aşkı üzerine değil, söylenemeyenler üzerine kurulu bir film diyebiliriz.

Din hassas bir konu. Yanlış anlaşılmaktan korkmadınız mı?

Aşk, siyaset ve din insanın hayatında kilit şeyler ve bunların etrafında dönmek zorundayız. Bu filmi din üzerinden değerlendirmek çok basite kaçmak olur. Olaya, iki din varmış bir müezzin bir rahibeye aşıkmış, şeklinde bakamayız. Bir filmde karakterleri oluştururken mesleğini ve ilgi alanlarını da belirlemeniz gerekir ve bu sadece filmin bir parçasıdır. Dinin atmosfer olarak kullanıldığı bir film demek daha doğru olur.

 

PEYAMİ SAFA BEYAZPERDEDE

Önce Gölge filmini çektik demiştiniz, bu filmden biraz bahseder misiniz?

Gölge, Peyami Safa'nın Selma ve Gölgesi romanından Nilgün Öneş'in senaryosunu uyarladığı, Mehmet Güreli'nin dilini ve şarkısını oluşturduğu bir film. Mehmet Güreli'nin çok inandığı bir projenin içinde olmaktan mutlululuk duydum. Bir de bu filmi benim için özel kılan şeylerden biri de sınıf arkadaşlarım Kaan Çakır, Serkan Ercan, Mehmet Ali Alabora ile birlikte çalışmamız oldu. Film, 20 Mart'ta gösterime girecek, heyecanla bekliyoruz.

 

İYİ DİZİLER DE VAR

Siz şimdiye kadar birçok dizide rol aldınız. Oyuncular dizilerde para kazanmak için yer aldıklarını söylerler sizin için de durum böyle mi?

Bazı işler vardır içinde olmak istersiniz, o ekiple olmak istersiniz. Bir de hayatınızı sürdürmek için yaptığınız işler vardır. Dizileri bu noktada tutmak gerekiyor. Evet, başka bir iş yapmak yerine, para kazanmak için yer aldığım diziler oldu. Ama çok severek yer aldığm birçok çalışma da oldu. Mesela 'Biz Size Aşık Olduk' dizisi, içinde olmak istediğim bir işti. Bir yıl öncesinden ekibin hazırlandığı bir diziydi, karakterin ne yapacağı ilk bölümde ve son bölümde belliydi. Sinema filmi gibi titizlikle çalışan bir ekip vardı. Türkiye'de bütün diziler böyle mi? Hayır değil. 16 yıl boyunca ayırabileceğim işler elbette var, onlara ihanet etmek istemem.

Meltem Cumbul ve Özcan Deniz'in başrollerini paylaştığı Aşk Yakar dizisinde yer alıyorsunuz, bu dizi de severek içinde olduğunuz işlerden mi?

Kesinlikle evet. Bu dizide çok inandığım, güvendiğim insanlarla çalışıyorum. Şimdilik çok iyi gidiyor. Evet, Aşk Yakar dizisi severek içinde olduğum işlerden biri.

 Biz büyüdük ve kirlendi dünya

Sizin bir de yazarlık yönünüz var, çocuk kitapları yazmaya nasıl karar verdiniz?

Babam gazeteci olduğu için kitaplarla iç içe büyüdüm. Konservatuvara başlamadan önce de edebiyat fakültesinde okuyordum. Yazdığım hikayeler vardı ve oyuncu olmaya karar verip konservatuvara başladığımda, çocuk tiyatrolarında yer aldım. Bir süre sonra baktım ki kaleme aldığım hikayelerdeki karakterler, çocuk karakterlere dönüşmeye başladı. Konservatuvardaki hocam Yıldız Kenter yazdıklarımı okudu, çok beğendi neden bu alanda çalışmıyorsun dedi. Herkes, bunları mutlaka yayınlamalısın deyince kitap çıkarmaya karar verdim. Şimdiye kadar sekiz kitap çıktı. Radikal kitap ekinde Kaborüko diye bir köşem var, orada çocuk kitaplarıyla ilgili eğlenceli yazılar kaleme alıyorum. Yapmaktan çok keyif aldığım bir iş yazarlık.

Yazarlık mı oyunculuk mu diye bir seçim yapmanız gerekse hangisin tercih edersiniz?

Eğitimini aldığım iş ve gönlümün yattığı yer oyunculuk. Eğer oyuncuysan şöyle bir şey var. Şanslıysanız senede iki film çekersiniz ve bir dizi de oynarsanız paranızı kazanırsınız. Bu yıl şanslıydım iki filmde oynadım ve devam eden bir dizi de rol alıyorum. Ama benim boş geçen zamanım da oldu. Hiç bir işte olmak istemediğim, bazen olamadığım, seçilemediğim zamanlar oldu. Bu sürede okuyarak, gezerek, film izleyerek kendinizi geliştiremiyorsunuz. Böyle günlerde yazarlığa sığınıyorum. Onu ayrı bir yere koyamam, çünkü hayatımın büyük bir kısmı da yazarlıkla geçiyor. Klişe bir söz olacak ama iki çocuğunuzu birbirinden ayırmazsınız.

Yalnızca çocuk kitapları yazmıyor aynı zamanda atölye çalışmaları yapıyorsunuz. Çocukların dünyası size neler kattı, en çok ne şaşırttı sizi?

Doğu'da, Ege'de, İstanbul'da yaptığım atölye çalışmaların da çocukların hayal gücü her seferinde beni şaşırtmayı başarıyor. Çocuklarla yaptığım her çalışma büyüdükçe, öğrendikçe, kalıplara girdikçe kirlendiğimizi tekrar tekrar hatırlatıyor. Eğitim sistemi çocukları bir yarışın içine sokuyor ve hayal gücünden yoksun insanlar haline getiriyor çocukları..Taklit eden yurtdışında özgün bir çalışma olduğunda gidip onu alıp yapalım diyen fikir üretmeyen bir topluluk haline geliyoruz. Bu ülkede büyüklerin küçüklere yaptı en büyük kötülük de bu, onların hayal dünyasını öldürüyoruz.

 SAVAŞ KARŞITI BİR OYUNCUYUM

Küresel- Bak'ın savaş karşıtı eylemlerinde sizi ön sıralarda görüyoruz. Toplumsal duyarlılığı olan ve bu konuda bir şeyler yapan çok az sayıdaki sanatçılardan birisiniz. Bu konuda duyarsız olanlar hakkında neler söyleyeceksiniz?

Sanatçı olmakla ilgili bir şey değil, insan olmakla ilgili bir şey bu. Ailenizden böyle geldiyseniz arkadaşlarınızdan ya da kitaplardan okuduğunuz dostlardan öğrendiğiniz şeylerden besleniyorsunuz hangi mesleği yaptığınız önemli değil. Savaştan ve ölen çocuklardan söz ediyoruz ve buna karşı bir şey demek gerekiyor. Bu duyarlılık değil seçim meselesi. Televizyon karşısına geçip ah yazık bu insanlara demek yerine ses çıkarmak gerektiğine inanıyorum.

 
 
  REKLAM TIKLAYIN>FİLİSTİNE YARDIM EDİN


 
Bugün 14 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol