Görkem Yeltan'la çocuklar ve kitaplar üzerine söyleşi
Görkem Yeltan, kitaplarını Büyülü Fener Yayınlarından yayımladı. Define Bahçesi, Yapraklı Pelerin, Boyalı Hamsi, Kaplumbağa ve Eşek. Yapraklı Pelerin’de Akıllı Hans’ın başına gelenler çok eğlenceli. Çocukluğumuzun önemli yazarları, yarattıkları dünyalarla ve karakterlerle hepimizi etkiledi, duygulandırdı. Görkem Yeltan’la hem çocukları hem de kitaplarını konuştuk.
Türkiye’de eğitimin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Anne ve babalara, kitap seçimiyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Eğitim durumunu değerlendirmekle ilgili yeterli bilgi birikimine sahip değilim. Ne eğitimciyim ne de bu tip kurumlarla bir ilişkim var. Benim yaptığım tek şey çocuklarla hayal dünyasını paylaşmak aslında. Durduğum yerle eğitimden çok uzak olduğum da belli oluyor zaten. Anne babalara gelince... Ben bir ‘kitap sever’im. Sadece kendi ailemden yola çıkarak bunu açıklayabilirim; kitap seçimlerinin hep bana bırakıldığını düşündüm. Bu hissettirildi bana. Babamla yaptığım okuma yarışlarının temeli de buralara dayanıyor. Kitap zorla sevdirilmez. Sevecek olana ise yol gösterdiğini belli etmek hiç fayda etmez.
Genelde çocukları rahatlatan kitaplar yazıyorsunuz. Çocuklara sizi yaklaştıran temel duygudan bahseder misiniz?
Çocukları rahatlatmak… Öncelikle teşekkür ederim. Bir bireyi rahatlatmak o kadar zor bir şey ki... İnsanlar rahatlamak için tonla paralar döküyorlar ve çeşitli yöntemler deniyorlar. Eğer kitaplarımla bunu başarabiliyorsam ne mutlu bana. Çocuk kitabı yazmak için yola çıkmadım. Oyuncuyum ve çocuk oyunlarında görev aldım. O oyunlardaki eksiklikler, çocuğun bir birey olduğunu kavramayan ve saçma sapan cümleler kuran yapı bozuklukları beni çok rahatsız ediyordu. Bir de baktım ki benim kahramanlarım çocuk kahramanları oluvermişler.
Okullarda çocuklara yönelik etkinlikler gerçekleştiriyorsunuz. Ne tür etkinlikler bunlar?
Yazı atölyeleri diyebileceğimiz çalışmalar yapıyorum. Bu çalışmayı yaptığım her grup kendi hikayesini kuruyor. Hikaye uydurma oyunu da diyorum ben buna. Bu çalışmaları yapabildiğim için çok şanslıyım aslında, çünkü okurum olan bu insanlarla yeni bir şeyler, olmayan şeyler yaratmak çok keyifli.
Özel okullardaki öğrencilerin, devlet okullarındaki öğrencilerden farkı nedir? Onlarla okuma arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz?
Benim için özel okul, devlet okulu kavramları yok. Ben bir grupla çalışırım. Hayal gücü çok yüksek olanlar, hayal gücünü zorlamaya çalışanlar ve hayal gücünü kaybedip toparlama çalışanlar vardır.
Siz zaman zaman okuma günlerine de katılıyorsunuz? Güneydoğu Anadolu’daki çocukların okuma alışkanlıkları nasıl?
Özellikle Güneydoğu Anadolu’yu sormanızdaki nedeni anlıyorum. İnsan her yerde insan. Şu anda iki üniversiteyle çalıştığımız bir konu bu. Farklılıklar var elbet ama bunlar genel geçer yargılara uymayan türden. Sizi bu konuda şaşırtacağını düşündüğüm bir çıkarıma davet edebilirim; düşünülenin aksine çocuklar daha çok farkındalıkları olan ve daha hayatın içindeler.
Kitaplarınızda at, maymun, kaplumbağa gibi hayvanlar var. Sırada hangi hayvan var?
İnanın ben de bilmiyorum. Bunu hep birlikte göreceğiz. Hayvanları, doğal koşullarını, kimin kiminle yaşayabileceğini araştırıyorum ve kurduğum hikayeye adapte ediyorum. Yaptığım şey sadece bu.
Çocuklar tatilde hangi kitapları okumalılar?
Ne isterlerse onu okusunlar. Okumak istemiyorlarsa, hayal güçlerini başka bir şeyle yaşattıklarını düşünüyorsa onu yapsınlar. Nasılsa su yolunu bulur.
Yeni kitaplarınızı severek okudum. Çocuklar kitaplarınıza nasıl tepki veriyor?
Hayatımda aldığım en güzel hediye, bir okulun öğrencilerinin bana yaptıkları bir karma tablodur. Zebra Zaza isimli bir hikayemi hepsi kendi yorumlarına göre çizmişler ve bana hediye ettiler. O andaki mutluluğumu tarif etmem mümkün değil. Şu anda hep karşımda duruyor ve bundan büyük bir keyif alıyorum.
Sizin kitaplarınız çok çabuk okunuyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Tamamen çocuk kitabı olmasına… Bir de kendinizi onlara bırakmış olmanıza. Hayat hep böyle değil midir? Bir şeye yakınlık duyarsınız ve o çarçabuk biter ama izi kalır.
İnternet çocukları nasıl yönlendiriyor? MSN'e karşı nasıl bir önlem almak gerekiyor?
Önlemler filan... Bunlar bana göre sözler değil. Her şey doğru kullanılırsa iyidir. Hayatında bir yer ediyorsa kalır yoksa silinip gider, bir hevesten öteye geçmez zaten. İnternet yadsınamayacak bir derya. Doğru kullanana.